Son dakika

İkinci MİT Raporu

1996.09.21

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek bir basın toplantısı düzenleyerek MİT Raporu'nu açıkladı. Rapor, bu basın toplantısından birbuçuk ay sonra Susurluk'ta meydana gelen kazadan sonra ortaya  çıkarılan ilişkileri önceden haber verdiği şeklindeki yorumlara kaynaklık etmesi nedeniyle önemli.

Raporun metni şöyle:

""Ağara ve Korkut Eken'e bağlı"

Anayasa ve yasa değişiklikleri süratle yapılmalıdır.

Emniyet Genel Müdürlüğü'nce PKK ve Dev Sol'a karşı faaliyetler için kullanılıyor görüntüsü ile özel bir suç ekibi teşkil edilmiştir. Tehdit, gasp, haraç, uyuşturucu kaçakçılığı, cinayet gibi suçların içinde olan bu grup genellikle eski ülkücülerden teşekkül etmiştir. Grup doğrudan Emn. Gn. M d . Mehmet Ağar'a bağlı olup, Em. Gn. Müdür Müşaviri Korkut Eken tarafından sevk ve idare edilmektedir. Grup üyelerine Em. Gn. Md.lüğü'nce "Polis" hüviyeti ve "Yeşil Pasaport" verilmiştir. Bahsi geçen grup, teröristlere karşı faaliyetlerde bulunma görünümünde Almanya, Hollanda, Belçika, Macaristan ve Azerbaycan'a gidip gelmekte, uyuşturucu kaçakçılığı yapmaktadırlar. Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanlığında görevli polis memurları Ayhan Akça, Ziya ve Semih, bu grupla birlikte çalışmakta ve aynı zamanda grubun himayesini sağlamaktadır.

Ağar'ın suç ekibinde bulunanlar

Grubun başlıca isimleri şunlardır:

1. Abdullah Çatlı, Ahmet, Remziye oğlu, 1956 Nevşehir doğumlu. 1977 Ülkü Ocakları Derneği Ankara Şubesi Başkanı, 1978 Ülkü Ocakları 2'inci Başkanı, 1978 Ankara Bahçelievler'de 7 TİP'linin öldürülmesi olayı sanığı, Mehmet Ali Ağca'nın kaçışına yardım, 1982 cinayetten aranma, 1984 eroin ve silah ticaretinden aranma, Papa suikastinin planlayıcısı olduğu, idama mahkum, uyuşturucu kaçakçısı. İş telefonu 0212 599 37 40/41, ev telefonu 0 212 573 29 00 (yeni ev numarası 0 212 663 79 46), cep telefonu 0 532 312 73 63, işadresi Sultan Tekstil Küçükçekmece Kanarya Yolu, Mehmet Özmen (veya Özbey) adına kimlik taşımaktadır. Polis kimliği ve yeşil pasaportu vardır. Bordo Audi bir otomobil kullandığı bilinmektedir.

2. Haluk Kırcı, Baba adı Şükrü, ana adı Hafize, 1958 Erzurum doğumlu, Ankara Eğitim Enstitüsü terk, ÜGD militanı, Ankara'da cinayet olayına karıştığı, Ocak 1979 itibariyle Ankara'da cinayet olayına karıştığı, Ocak 1979 itibariyle Ankara Mamak Askeri Cezaevi'nde tutuklu olduğu 12. 04. 1988'de idama mahkum edilmiş, cep telefonu 0 532 215 80 85 (Sofra Gıda Sanayii Değirmencioğlu Sk. No  1 Üsküdar-Acıbadem, Lokanta adresine kayıtlı)

3. Abdurrahman Buğday (veya Bulday), Baba adı Süleyman, 1959 Elazığ-Palu doğumlu, Malatya Atatürk Lisesi mezunu, 20.09.1979 tarihinde Malatya'da mühendis Hüseyin Tuluk'u öldürdüğü 20.12.1979 tarihinde şoför Şahverdi'yi öldürdüğü, 03. 12. 1979 tarihinde Malatya'da baki Kulaksız'ı öldürdüğü, Barbaros İlkokulu Öğretmenlerinden TÖB-DER üyesi Bektaş Mutlu'nun öldürüldüğü 1987 itibariyle Almanya, Hollanda, Fransa'da Türk Kültür ve İbadet Derneğinde faaliyet gösterdiği

4. Sami Hoşnav (Arnavut Sami), DEV-SOL ile ilişkili, özellikle İspanya, Hollanda ve Kolombiya bağlantılı uyuşturucu kaçakçılığı yapıyor. Ataköy Galleria'da Natural ayakkabı mağazasının sahiplerinden ve İstanbul Sheraton Oteli Gazinosunun ortaklarından, grubun finansörü.

5. Sedat Peker, 1983 itibariyle Almanya'da 1992 itirabiyle İstanbul'da ülkücü faaliyetler.

6. Mehmet Gözen, Nurettin Güven'in bacanağı, Ülkü-1 Derneği üyesi, kaçakçılık suçundan arama.

Bu grup Ali Yasak (Drej Ali), urfa Siverekli Bucak Aşireti mensupları, yeraltının tanınmış kişileri ve muhtelif kademelerdeki polislerle yakın ilişkiler içindedir.

Ağar ekibinin cinayetleri

Bu grup tarafından gerçekleştirilen faili meçhul olaylardan biri Askar Simitko ve Lazım Esmaeili olayı, diğeri de Tarık Ümit olayıdır. Askar Simitko ve Lazım Esmaeili olayı şu şekilde geçekleşmiştir:

14 Ocak 1995 akşamı saat 21.30. sularında Ataköy Polat Rönâsans Oteli'ndeki Emperyal Gazinosuna giden Iran asıllı uyuşturucu kaçakçıları Askar Simitko ve Lazım Esmaeili 15 Ocak 1995 günü sabaha karşı 03.45 dolaylarında gazinodan çıkıp evlerine giderken yol üzerinde bulunan biri tepe lambalı Renault marka araç olmak üzere 3 araçtan müteşekkil uygulama yapan sivil polis ekibi görünümündeki telsizli şahıslar tarafından çevrilerek aramaya tutulmuşlar ve bilahare aynı şahıslar tarafından kendi arabaları ile birlikte alınarak götürülmüşlerdir.

25 Ocak 1995 günü PKK'nın yayın organı Özgür Ülke gazetesi, Asker Tahiroğlu (Asker Zimko) ve Nazo ya da Lazo lakabıyla bilinen Zeyaha Nazım isimli kişilerin Kürt işadamlarının öldürülmesine karıştıkları ve Kürt örgütleri ile PKK'nın arasını açmaya çalıştıkları gerekçesiyle ARGK metropol timleri tarafından öldürüldüğü bildirilmiştir.

28 Ocak 1995  tarihinde Askar Smitko ve Lazım Esmaeili'nin cesetleri, İstanbul/Silivri'de Kerev deresi içinde, tabanca ile çok sayıda kurşunlanmış, kulakları kesilmiş ve işkence görüş vaziyette köylüler tarafından bulunmuştur.

PKK yanlısı uyuşturucu kaçakçılarıyla işbirliği

Olayın yukarıda bahsi gecen grup tarafından uyuşturucu alışverişindeki anlaşmazlık ve haraç vermeme dolayısıyla gerçekleştirildiği, grubun bu eylemden büyük paralar elde ettiği anlaşılmıştır. Bu eylem tamamen maddi menfaate, uyuşturucu alış verişine dayanmakta olup, olayın ideolojik bir yönü yoktur. Bu olayda faili meçhul olaylarda yakınları öldürülen Kürt asıllı PKK yanlısı uyuşturucu kaçakçıları da gruba yakdımcı olmuşlardır. Grubun uyuşturucu faaliyetlerinden dolayı aşağıda ismi verilen kişilerle irtibat ve işbirliği olmuştur.

Hurşit Han, Savaş Buldan'la birlikte faili meçhul bir cinayette öldürülen Hacı Han'ın kardeşi. Baba adı Abdullah, 1955 doğumlu, Hakkari-Yüksekova nüfusuna kayıtlı. Özcan Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti. sahibi telefonu 0 216 555 51 20, Kürtçülük, silah kaçakçılığı olaylarına karıştığı, İstanbul'da ikamet ettiği,

Nihat Buldan, baba adı Şükrü, doğum yeri Hakkari/Yüksekova, doğum tarihi 1962, 5. 6. 1979'da Bitlis'te 64 AR 983 plakalı araçta yapılan aramada, 17 adet kalaşnikof marka otomotik tüfek, 2 adet star marka tabanca, 60 adet 38 kalibre mermi ile yakalandığı, Kürtçü milit olduğu ve kaçakçılıkla uğraştığı,

Şefik Karay, Hakkari-Yüksekovalı eroin ticareti, kürtçülük, PKK'ya yardım ve yataklık faaliyetlerine karıştığı,

Adil Tımarcı, Hakkari-Yüksekova-Kuruköy'lü PKK örgütüne adam kazandırmaya çalışanlardan olduğu,

Kasım, Diyarbakırlı, dayısı Adnan Yıldırım, Buldan ailesinin yakını.

Askar Simitko ve Lazım Esmaeili cinayeti

14 Ocak 1995 günü akşamı Askar Simitko ve Lazım Esmaeili'nin Ataköy Polat Rönasans otelindeki Emperyal Gazinosu'na saat 21.30 sularında gitmelerini müteakip grup civarda tertibat almış, birinin üzerinde tepe lambası bulunan 3 araçla bölgede uygulamada bulunan polis görüntüsünde saatlerce durmuştur. Bu rahatlığı sağlayan, şahısların polis kimlikleri ve telsizleridir. Grup Simitko ve Esmaeili'nin Emperyal gazinosundan 15 Ocak 1995 günü saat 03.45 dolaylarında çıkışlarını onları şahsen tanıyan ve Dyiarbakırlı olan Kasım'ın cep telefonu ile haber vermesi suretiyle öğrenmişlerdir. Evlerine giden maktulleri durdurarak arayan grup bilahare maktulleri Mercedes otomobilleri ile birlikte alarak bölgeden ayrılmıştır. Grubun ne şekilde olduğu tespit edilmemekle birlikte bu eylem neticesi 1 milyon dolar kadar para elde ettiği anlaşılmıştır.

25. 01, 1995 tarihinde Kurt-A haber ajansına atfen PKKnin yayın organı Özgür ülke gazetesinde konuyla ilgili bir haber yer almıştır. Haberin bir bölümünde şöyle denilmektedir: "Hatırlanacaktır, bu tehditten sonra aralarında Behçet Cantürk ve Savaş Buldan'ın bünyesinde oluşturulan Mehmet Eymür'e bağlı yeni birimin ısınma hareketleri olduğu ve Alaattin Çakıcı'nın da bu cinayetlerde bizzat yer aldığı ileri sürülmüştü. Bu cinayetlerle ilgili olarak yayılan bir diğer söylenti de Savaş Buldan ve arkadaşları sorgulanırken, işkencecilerin telefonla konuştuğu kişinin Asker Simitko olduğu şeklindeydi.

Askar Simitko ve Lazım Esmaeili Mehmet Ağar ve özel ekibinin listelerinde yer almaktaydı. Bu liste bir zamanlar Mehmet Ağar ve Korkut Eken ekibi ile çalışmış olan Tarık Ümit'e de verilmişti. Tarık Ümit daha sonra bu listeyi bazı yakınlarına gösterdi. İranlıların öldürülmesi olayından sonar Tarık Ümit, yakınlarına bizzat Mehmet Ağar'ın kendisine 'Simitko'yu alıp sorgulamak lazım. Bu adam PKK'ya çalışıyor. Alınması halinde Simitko'nun Ataköy'deki evinin çok iyi bir şekilde aranmasını istiyorum' dediğini söyledi."

Tarık Ümit cinayeti

Tarık Ümit olayı ise şu şekilde gerçekleşmiştir:

Tarık ümit 28 Şubat 1995 tarihinde Ankara'da görüştüğü güvenilir tanıdıklarına bir hafta kadar önce İstanbul'da kendisine gelen Mehmet Ağar'ın ekibinden polis memurları Ayhan Akça ve Ziya'nın Dündar Kılıç'a yönelik bir eylem yapma teklifinde bulunduklarını, kendisinin böyle bir eylem neticesinde olayın kimlerin üzerinde kalacağını bildiği için yardımcı olamayacağını bildirdiğini, bunun üzerine Dündar Kılıç'tan vazgeçip listede adı bulunan Cahit Kocakaya isimli uyuşturucu kaçakçısına yönelik bir çalışma yapmasını kendisinden istediklerini bunu kabul ettiğini bunun üzerine evinde kalan Ayhan ve Ziya'nın operasyonda kullanmak amacıyla beyaz bir Renault çaldıklarını ve halen Renault otomobilin plaka işiyle uğraştıklarını belirtmiştir. Tarık Ümit o gün 18.30 uçağıyla Ankara'dan İstanbul'a hareket etmiştir.

02 Mart 1995 günü öğlen saatlerinde aynı tanıdıklarını telefonla arayan Tarık Ümit, Mehmet Ağar'la telefonla konuştuğunu, bayramdan sonra kendisini ziyaret edeceğini, Ankara'dan gelecek olan Korkut Eken ve arkadaşları ile buluşacağını belirtmiştir. Tarık Ümit'ten bir daha haber alınamamış, arabasının 4 Mart 1995 sabaha karşı İstanbul / Çerkezköy'de boş olarak bulunduğu öğrenilmiştir.

Tarık Ümit'i kaybolduğu 02.03.95 günü son olarak cep telefonundan saat 19.21'de Ayhan Akça ve Ziya isimli polis memurları 0 532 321 16 75 numaralı cep telefonu ile aramışlardır. Bu telefon ekibe yakın olan Avşar Kaderoğlu üzerine kayıtlıdır. Tanıdıkları Tarık Ümit'i en son Bağdat Caddesindeki Divan Pastanesinin lokanta bölümünde saat 20.30 sularında yemek yerken görmüşlerdir. Tanıdıkları ile konuşan Tarık Ümit daha sonra lokantaya gelen ve yemeğinin bitimine kadar masasında oturan Ayhan Akça ve Ziya isimli polis memurları ile birlikte Divan Pastanesinden ayrılmış ve kendisinden o saatten sonra bir daha haber alınamamıştır.

T. Ümit, 1994 yılı başına kadar Em. Genel Müdürlüğüne bağlı bu grup ve Kaçakçılık Dairesi ile birlikte çalışmış, bir yandan uyuşturucu kaçakçısı Kürtler hakkında bilgi toplarken, bir yandan da uyuşturucu madde yakalanmasına yardımcı olmuştur. Bazen faaliyetlere bizzat katılan T. Ümit'e bu faaliyetleri sırasında kullanılmak üzere bizzat M. Ağar tarafından pasaport dahil tüm olanaklar sağlanmış, hatta kendisine Mehmet Ağar imzalı özel bir belge ile 34 ZU 478 nolu plaka verilmiştir. Belgede, "34 ZU 478 nolu plaka, bu araca can güvenliği nedeniyle verilmiştir. Mehmet Ağar" ibaresi bulunmaktadır. Keza grup tarafından T. Ü m i f aracılığı ile ilişkiye geçilen Nurettin Güven ve Yaşar Öz isimli uyuşturucu kaçaçılarına da Em. Gn. Müdürlüğü tarafından yeşil pasaport verilmiş, vize almalarında ve yurt dışına çıkmalarında kolaylıklar sağlanmıştır.

Ağar ekibinin haraç eylemleri

Emn. Gn. M d . Mehmet Ağar'a bağlı özel ekip, çoğunluğu kaçakçılardan oluşan 50 kişilik bir liste hazırlamış, listedeki bu şahısların bazılarından muhtelif tarihlerde ceman 30-40 milyon doları bulan miktarda para almışlardır. Para hesaplan Korkut Eken tarafından pay edilip, bazen özel banka hesaplarına yatırılmıştır. Bazı uyuşturucu kaçakçıları öldürülme tehdidi ile haraca bağlanmış, böylece bunların uyuşturucu kaçakçılığına da göz yumulmuştur. Bu organizasyonun belli bir kısmında rol alan ve Korkut Eken'le çok samimi bir ilişki içinde bulunan Tarık Ümit, kendi zırhlı Ford marka arabasını Korkut Eken'e hediye etmiş, ancak sonra menfaat ilişkileri uyuşmazlıklar dolayısıyla araları açılmıştır. Daha sonra Korkut Eken Tarık Ümit vasıtasıyla tanıdığı ve özel ekip için emn. genel müdürünün bilgisi ve onayı dahilinde Menemen'de bomba silah konusunda eğitime tabi tuttuğu Cavit isimli bir şahsı Tarık Ümit'i öldürmek üzere talimatlandırmış ve adı geçene silah vermiştir. Cavit, Tarık ümit'e gelip bunu anlatmıştır. K. Eken ayrıca Tarık'ın Cihangir'de bürosuna telefon ederek orada bulunan Ali isimli büro görevlisine " Tarık'a söyle bizi sattı. Kendisi de satılıktır. Bunun hesabını verecek" şeklinde tehditte bulunmuştur. Ayrıca Abdullah Çatlı ve adamları Tarık Ümit'i öldürmek üzere araştırmalar yapmış, bu gruptan iki kişi evine kadar gelip tetkikte bulunmuşlardır. Tarık ümit yakınlarına bunun üzerine Düzce'ye gidip kendini korumak üzere tedbirler aldığını, İstanbul'a bazı yakınlarını getirdiğini belirtmiştir. Ancak Tarık ve Korkut daha sonra Mehmet Ağar'ın devreye girmesiyle olaydan bir hafta kadar sonra barışmışlardır.

T. Ümit, Korkut Eken ile ihtilafı sırasında yakınlarına, bu grup tarafından kendisi hakkında asılsız bir takım iddiaların ortaya atıldığını, bütün sorunun asıl görevi mafya ve terör ile mücadele olan bu grubun zaman içinde bu amaçtan uzaklaşarak maddi çıkar ve politik güç elde etme çabası içine girmiş olmasından kaynaklandığını bu grubun belli mafya liderlerini pasifize edip kendi adamlarını iktidar yapmaya çalıştıklarını belirtmiştir.

Tarık Ümit'in kaybolmasından sonra medyada Behçet Cantürk ve Savaş Buldan'ın yakın arkadaşı, Dündar Kılıç'ın ortağı MİT muhbiri şeklinde takdim edilen Tarık ümit'in Abdullah Çatlı ve ekibi tarafından sorguya tabi tutulduğu, 06. 07 Mart 1995 tarihi itibariyle sağ olduğu ve uyuşturucu ve silah kaçakçısı Sami Hoşnav'ın (Arnavut Sami) çiftlik evinde alıkonduğu, A. Çatlı'nın olayın olduğu tarihlerde evine birkaç gün boyunca hep sabaha karşı geldiği, kimseyle görüşmediği tespit edilmiştir. Kaybolma olayından sonra T. Ümit'in yalnız yaşadığı Kızıltoprak'taki evinde hiçbir dokümanın bırakılmadığı, telefon rehberinin dahi alındığı öğrenilmiştir.

Olay İstanbul Jandarma Alay Komutanlığınca soruşturulmuş, özel ekipten Haluk Kırcı ile polis memuru Ayhan Akça, Jandarmaca yakalanmış, ancak daha sonra Emn. Gni Müdürlüğünden yapılan baskılarla serbest bırakılmışlardır. Yakalanma olayı üzerine özel ekipte büyük bir telaş yapanmış, ekip dağıtılmış, Abdullah Çatlı Ankara'ya getirilmiş ve polislerden birinin evinde korumalı olarak kalmaya başlamıştır. Korkut Eken görevle Güneydoğuya yollanmış, ekip mensuplarının Azerbaycan'a yollanmaları ve bir müddet ortadan kaybolmaları kararlaştırılmıştır.

Netice itibariyle bu eylemler devlet üniformasının koruması altında yürütülen uyuşturucu kaçakçılığı çok büyük meblağlardaki çıkar ilişkileri ve cinayetler zincirinin bir halkasıdır. Önlenmediği takdirde bu ekibin gelecekte siyasi cinayetlere de tevessül etmesi mümkün görünmektedir. "

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.