Son dakika

Karadayı'dan meclis başkanına ayar


1996.01.22

"Gelelim GATA ziyaretine. Galiba bir kurban bayramıydı. İlk defa GATA'daki gazilerimizi ziyarete gittim. O zamana kadar hiç meclis başkanları böyle bir ziyaret yapmamışlardı. Ben o ihtiyacı hissettim. O çocukları kahramanca çarpışmışlar, yaralanmışlar, şimdi GATA'da tedavi görüyorlar, hiç olmazsa bu bayramda kendilerine bir ziyaret görevimizi yerine getirelim dedim. GATA'da o ziyaret görevimizi yaparken Karadayı Paşa beni aramış telefonla. Ben koğuşları dolaşıyorum o sırada. GATA Komutanı geldi -O da rahmetlik oldu galiba-  "Efendim, Genelkurmay Başkanı sizi arıyor" dedi. Basın da etrafımızda. Duydular hepsi zaten. dedim ki: "Bu ziyaret görevim bitsin. Sizin odanızdan konuşuruz." Ziyaret görevimi bitirdim ondan sonra komutanın odasına geçtik. Komutanın odasından Genelkurmay Başkanını bağlattım. "Buyurun, beni aramışsınız" dedim. "Efendim önemli olaylar cereyan ediyor. Lütfen Meclis başkanı olarak görevinizi yapın." dedi. Dedim ki: "Sayın Paşa, ben Meclis Başkanı olarak ne yapabilirim? Siyasi pazarlıkların içinde falan olmam mümkün değil. Benim yapabileceğim bir şey yok." "Efendim en azından liderleri uyarabilirsiniz." "Ne diye uyaracağım?" dedim. "Çok dikkatli olmaları konusunda uyarabilirsiniz. Bu koalisyon pazarlıkları konusunda uyarabilirsiniz." Detaya girmedi.

BAŞKAN-  Afedersiniz Başkanım, bu uyarı Sayın Mesut Yılmaz'la Erbakan arasında oluşabilecek koalisyonla mı ilgili?

MUSTAFA KALEMLİ- Evet. O dönem Tabi işin içinde Sayın Çiller de var. Çiller o sırada Başbakanlık görevinde. Henüz daha Başbakanlığı devretmemiş.

Evime geldim. Hakikaten kararsızım ne yapabilirim. Yani bu sürecin içine dahil olmak istemiyorum. Zaten dahil olmam mümkün değil Meclis Başkanı olarak. Ama memlekette önemli görevler üstlenmiş, önemli siyasi sorumluluklar almış kişiler de ikide bir de bana geliyorlar. İşte Sayın Türkeş geldi, Sayın Karadayı Paşa telefon etti. Bunları cevapsız bırakmak da pek düşünceme uyğun düşmüyor. Başbakana da o sırada bir ziyaret borcum vardı. beni tebrike gelmişti ama ben teşekkür karşılığı verememiştim. Bayram aynı zamanda. Başbakanlık konutuna telefon ettim. Sayın Başbakanı bayram tebriki nedeniyle ziyaret etmek istiyorum diye. "Hemen buyursunlar" cevabı geldi. Ben de kalktım evimden Sayın Çiller'i Başbakanlık konutunda çalışma ofisinde ziyarete gittim. Beş on dakika bekledim içeriye girdiğimde, sonra Sayın Çiller geldiler. Bayram ziyareti yaptık. Teşekkür ettim kendilerine beni tebrik ettikleri için. Karşılıklı nezaket cümlelerinden sonra dedim ki: "Siyasi ortam çok gergin. Bunu yumuşatmak lazım. Herkesin üstüne düşen bir takım görevler vardır. Size de bunu dolaylı olarak anlatmak için geldim. Beni sayın Türkeş aradı, geldi. Sayın Karadayı Paşa aradı, geldi. Birtakım endişeler ifade ediyorlar. Siz başbakansınız. Bunları size bildirmekte fayda görüyorum. Lütfen bir değerlendirin." Hepsi bu kadar.

Sayın Çiller bu ziyaretimden çok fazla hoşnut olmadı onu biliyorum ama çok büyük bir tepki de göstermedi. Şu intiaı alarak çıktım yanından: Teşekkür ederim. Ben gerektiği şekilde değerlendireceğim. Hadise budur. GATA görüşmesiyle ilgili hadise budur. Ve dediğiniz gibi, Sayın Genelkurmay Başkanı bana o telefonu yaptıktan sonra Uludağ'a gittiler bayram tatilini geçirmek için. Ne hikmetse Sayın Çiller de Uludağ'a gitti. Aynı tatili Uludağ'da geçirdiler. Tabi onların orada ne konuştuklarını veya konuşmadıklarını bilmem benim mümkün değil."

(Mustafa Kalemli'nin Darbeleri Araştırma Komisyonu'na verdiği ifadeden)

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.