Son dakika

Uluğbay'ın intihar girişimi

1999.07.06

Ekonomiden sorumlu devlet bakanı Hikmet Uluğbay intihar girişiminde bulundu.

Uluğbay'ın intihar girişiminin, IMF tarafından Türkiye'ye develuasyon önerildiğine dair belgenin sızmasıyla ilgili olabileceği söylendi. Belgenin, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın yeğeni, borsacı Mehmet Kutman'a sızdırıldığı yolunda iddialar ortaya atıldı.

Mesut Yılmaz, belgeyi kendisine Hikmet Uluğbay'ın verdiğini söyledi.

İkinci köşesini Taha Kıvanç adıyla yazan Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru, 7 Temmuz 1999 tarihli Kulis'inde Mayıs ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için en güçlü aday olarak Uluğbay'ın adını andığını hatırlattıktan sonra, "Mesut Yılmaz’ın, “Bana IMF belgesini Güneş Taner değil Hikmet Uluğbay verdi” açıklaması bir garipti. Anlamsız bir açıklamaydı; eleştirilerde önemli olan belgenin kimden geldiği değil, o belgeyle ele geçen bilginin kime verildiğiydi. Mesut Yılmaz, borsada beş milyar dolarlık haksız bir kâra sebep olan bilgiyi akrabasına verip vermediği konusunda suskun kaldı, kendini savunmaya bile kalkışmadı; sadece iddiaları seslendirenleri ‘gaflet ve dalalet’ ile suçlamakla yetindi." diye yazdı.

İntihar girişiminden kısa bir süre Uluğbay'ın hiç bir psikolojik bozukluk emaresi göstermeden televizyon kanallarına çıkarak soruları cevaplandırmasına şaşırdığını anlatan Taha Kıvanç, 21 Eylül tarihli Kulis'te ise, "O gece acaba ne oldu? İçimdeki his doğruyu söylüyorsa ve intihar girişimi söz konusu değilse, başından yaralanma olayı nasıl oldu? Unutmayın, kendisiyle ilgilenen doktorların ilk kanaati kurşunun yukarıdan girdiğiydi; neden sonra “Alttan da girmiş olabilir” dediler. Ambulansa bindiğinde, kendisiyle meşgul olması gerekirken, evde yanında olanlara parmak salladığını hepimiz gördük. İlk ifadelerde “Çalışma odasında intihara kalkıştı” denildiği halde, sonradan yerdeki kanlardan olayın yatak odasında geçtiği anlaşıldı. Uluğbay olayı, baştan sona, tam bir muamma…" diye yazdı.

Yazının devamında su şorular ortaya atılıyor:


"1. Oğullarından birinin, IMF müzakereleri sırasında sızan bir belge sebebiyle borsanın çalkalanmasına sebep olduğu için gündeme gelen bir aracı şirket ile herhangi bir ilişkisi gerçekten olmuş muydu? “Oldu” diyenler ve genç adamın en az iki ay o şirkette çalıştığını iddia edenler var.

2. Genç adamın, o şirkete, işsiz olduğunu öğrenen önemli bir politikacı tarafından tavsiye edildiği söylentisi ne derece doğru? Açıklamasında, çok iyi anlaşılır biçimde olmasa bile, hafif tertip bir tek o politikacıyı suçlamasının duyduğu buruklukla ilgisi var mı?

3. Evde meydana gelen talihsiz olay sonrasında kendilerine tuzak kurduğundan kuşkulandığı bir politikacı oldu mu? Politikacının Uluğbay ailesiyle ve ailenin işsiz ferdiyle yakından ilgilenmesinde, Uluğbay’ın bazı çevreler nezdinde cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmekte oluşu belirleyici bir rol oynamış olabilir mi?

4. İlk günlerde çıkartılan söylentilerin aksine, başbakan yardımcısı Hüsamettin Özkan’dan övgüyle söz etmesinin sebebi, onun olayı intihar girişi biçimine döndürmede gösterdiği olağanüstü gayret mi? Hüsamettin Özkan’ın o gece olay mahalline eşofmanla gelip kendisini gözlerden gizlemesinin sebebi de “Ya olayın gerçek yüzü ortaya çıkarsa?” endişesi midir?

5. Hürriyet’in “Başkası yazmıştır” uzman görüşüyle karşıladığı “Neden intihara teşebbüs ettim?” açıklamasını, gerçekten kendisi mi, yoksa DSP milletvekili de olan psikiyatri uzmanı Prof. Cengiz Güleç mi kaleme aldı? Prof. Güleç‘in olayın intihar girişimi biçimine büründürülmesinde başka bir rolü oldu mu?"

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.