Son dakika

İstanbul'da İslami Hareket operasyonu


1993.01.23
1993.01.26
1993.01.24

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün İslami Hareket adlı örgüte yönelik yaptığı operasyonlar sırasında tutulan yakalama ve ev arama tutanağına göre Saat 15.00 sularında Kadıköy İlçesi Erenköy STFA Blokları 7. Blok arka garajı içerisinde park halinde bulunan 34 BAE 08 sahte plakalı gri renkli kartal marka oto çevresinde Kadıköy İlçesi emniyet Müdürlüğü araştırma büro amirliği görevlilerince otoyu anahtarla açıp binerken yakalananan Süleyman Tokmaktepe sahte isimli şahsın yapılan sorgusu sonucu esas kimliğinin Mehmet Sait-Selime oğlu, 1968 Gercüş doğumlu Mehmet Zeki Yıldırım olduğu, aynı zamanda İslami Hareket adlı örgüt mensubu olduğu anlaşıldı. Mehmet Zeki Yıldırım sorgusunda Bostancı ilçesi Tünel Cad. Tekper Sitesi B-Blok No:10'daki dairenin örgüt evi olduğunu, burada örgüt mensuplarının kaldığını, bu yeri gösterebileceğini söyledi.

26.01.1993 günü saat 09.00 sıralarında Mehmet Zeki Yıldırım, aynı adreste 17 numaralı daireyi göstermiş, burada İsa kod Mehmet Ali Şeker, Eşref kod Abdul Aziz Ocakhanoğlu, İzzet kod Mehmet Şahçınar, Rafet kod Mehmet Candirek, İsmet kod Yusuf Altun isimli örgüt mensupları yakalanmıştır.

Evde yapılan aramada 25 kg C4 plastik patlayıcı 8 kutu ve her biri 1'er kg olmak üzere C4 plastik patlayıcı, 6 sülfirik asit, 1 adet 2 miligram renkli saniyeli fitil, 1 m. sarı renkli fitil, 2 adet içerisinde patlayıcı bulunan intihar belkemeri, 4 adet elektrikli fünye, 1 adet neko marka kol saati, 5 adet flor ampülü, 250 gr. toz madde, 250 gr siyanür ile 1 adet 7.65 milimetre çaplı 1980 maden WT 45748 seri nolu otomatik Polonya yapımı kalaşnikof marka tüfek ve şarjörü ve 20 adet fişek, 1 adet 9 mm çaplı Parabellum tipi Çekoslovak yapısı Ceska marka 121549 seri nolu 16'lı tabir edilen tabanca şarjörü, 7 adet mermisi, 1 adet 9 mm çaplı Brezilya yapısı PT 1992 model totorruf marka seri numarası kazınmış tabanca şarjörü ve 6 adet mermisi elde edilmiş, başkaca suç unsuruna rastlanmamış olup elde edilen malzemeler geçici olarak zaptedilmiş, yakalanan sanıkların ise şubeye haklarında yasal işlem yapılmak üzere celp edildiklerine dair iş bu yakalama ev arama ve zabt etme tutanağı tanzim altına alındı. 24.01.1993 saat 11.00 denilmekte ise de 24 tarihi ekteki belgelerden de anlaşılacağı üzere 26 iken 24 yapılmış gibi okunmaktadır.

Yine bu operasyon sırasında tutulan başka bir muvafakatlı ev arama ve yakalama tutanağında aynen; "müdüklüğümüzde sürdürülen bir tahkisatla ilgili olarak yapılan çalışmalar neticesi yasadışı İslami Hareket Örgütü mensubu Sait oğlu 1968 Batman doğumlu Mehmet Zeki Yıldırım yakalanarak gözlem altına alınmış, yapılan sorgulamalarında ilimiz üsküdar ilçesi Kısıklı Emniyet Mahallesi Aziziye sokak No. 11/4 sayılı evi yasadışı örgütün elemanlarının barınması için kiraladığını ve bu şahısları burada barındırdığını belirtmesi üzerine yasadışı örgüt mensuplarının yakalanıp suç ve suç unsurlarının ele geçirilebilmesi i çin 23.01.1993 günü saat 07.00 sıralarında belirlenen adrese Mehmet Zeki Yıldırım refakata alınıp gelindiğinde zil çalınıp kendimizi tanıtıp, durum anlatıldığında, kapıyı açan Rahim-Mevlüde oğlu 1970 İstanbul doğumlu Sedat Kosova'nın da muvafakatı alınarak içeriye girildiğinde, üç oda ve 1 salon ile müştemilatında yapılan aramada herhangi bir suç ve suç unsuruna rastlanmamış, aramaya son verildikten sonra, ayrı ayrı odalarda yatmakta olan Mahmut-Hamdiye oğlu 1974 Gercüş doğumlu Adnan Günaydın, Abdullah-Meryem oğlu 1967 Diyarbakır doğumlu aziz Yakut ile, Cevdet-Ayden oğlu 1972 Artvin Borçka doğumlu Cumhur Ergün ve Sedat Kosova (toplam 4 kişi) tahtikata esas olmak üzere müdürlüğümüze celp edildiklerine dair iş bu mufakatlı ev arama ve yakalama tutanağı mahallinde tanzim edilerek altı birlikte imza edildi. 23.1.1993 olarak yazıldığı görülmekte ise de aslında 27 tarihinin gözle görülebilir bir şekilde ekteki belgede görüldüğü üzere elle 23 olarak değiştirildiği görülmüştür.


Daha sonra ayrıntılı bir şekilde örgüte yönelik İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün operasyonlarının 20.1.1993 günü başladığı resmi evrakla da sabit olmasına rağmen ilk tutanakta bu operasyonun 23.1.1993 tarihinde başladığnın belirtilmesi bir yana, bu operasyonun 23.1.1993 tarihinde başladığı kabul edilse bile bu tutanaklar arasındaki çelişkiler ve tahribatlar söz konusudur.

a) Birinci tutanakta İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün operasyonu 23.1.1993 günü başlattıklarını belirtmelerine rağmen aynı tutanağın içerisinde Mehmet Zeki Yıldırım'la birlikte 26.1.1993 günü örgüt evine gidildiğinin belirtildiği bu tutanağın sonuna 24 tarihi konulmuştur.

b) İlk tutanağa göre İslami Hareket Örgütü'ne yönelik operasyon 23.1.1993 günü saat 15.00 sıralarında başlamış ve Süleyman Tokmaktepe sahte isimli Mehmet Zeki Yıldırım'ın yer göstermesi üzerine yakalanan ve bu konuda ikinci tutanak tutulan Ayhan Usta, Serdar Altun, Fahrettin Baytap'ın yakalama tutanaklarında 23.1.1993 günü saat 7.30 yazılmıştır. Yani bu resmi ve tahrifatlı tutanaklara göre İslami Hareket Örgütü mensubu olup, ilk olarak resmi evraklara göre 23.1.1993 günü saat 15.00 sıralarında yakalanan ve verdiği ifade ile diğer örgüt mensuplarının yakalanmasına sebep olan Mehmet Zeki Yıldırım yakalanmadan daha önce sabah 7.30'da kedi ifadesiyle yakalatacağı şahıslar yakalanmış gözükmektedir.



(TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu Raporu sf 116)

Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu, 09.05.1997 tarihinde tutuklu bulunduğu Bandırma Cezaevi'nde Mehmet Ali Şeker'i dinlemiş, Şeker komisyona, kendilerinin yakalandıkları operasyonda patlayıcı madde elde edilmediğini, sadece tabanca ve kaleşnikof marka makineli tüfel elde edildiğini, bu silahları satıp gelir elde etmek maksadı ile bulundurduklarını söyledi.

Mumcu komisyonu, bu operasyonlarda ele geçirilen patlayıcı maddelerin imha tutanağının şüphelerle dolu olduğunu raporunda yazdı. Şüpheli noktalar raporda şöyle açıklanıyor: "Yakalanan patlayıcı ile ilgili dava açılmadan, patlayıcının kimyasal tahlilinde bileşimi (RDX-A veya RDX-C4 mi olduğu) hangi ülkenin üretimi olduğu açıklanmadan TCK’nun 189 ve 264. maddeleri kapsamında olduğu açıklanarak 03/02/1993 tarihinde “Askeri imha sahasında imha edilmiştir” ibaresi kullanılarak bomba uzmanı polis memurları Mahmut Ak, Kemal Karasan, Memduh Etekli tarafından tutanağın imzalandığı evrak üzerinde incelenmiştir. Patlayıcılarla ilgili DGM Savcılığının adli işlemlerle dava açılmadan alel acele patlayıcıların imha edilmesi delilin yok edilmesi değil midir?

Komisyonumuzca, İslami Hareket Örgütü operasyonunda elde edilen patlayıcıların hangi mevzuat kapsamında imha edildiği İstanbul Emniyet Müdürlüğünden sorulmuş, İstanbul Emniyet Müdürlüğünün 03/06/1997 tarih ve B.05.1.EGM.4.34.00.14.05-12991 sayılı cevabi yazılarında; “Söz konusu madde ve malzemelerin Ekspertiz raporunda da belirtildiği gibi muhafazaları sakıncalı olduğundan bomba imha uzmanları tarafından incelendikten sonra, İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan imzası ile yayınlanan B.04.1.EGM.034.04.86/1986 sayılı genelgelerin birleştirilmesi konulu genelgenin 23. sayfa depolama başlığında belirtilen usule uygun imha” edildiği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi, 1993 yılı 03/02/1993 tarihinde imha edilen anılan patlayıcıların 1996 yılında yayınlanan genelgeye göre imha edildiği belirtilmektedir. Ayrıca, ilgili genelgeye göre, elde edilen bu patlayıcıların alel acele imha edilmeleri de mümkün değildir.


Mehmet Ali Şeker’in çelişkili ifadesi, bunun aksinin görüldüğü operasyon tutanağı düzenlenmesi operasyon tutanağında Mehmet Ali Şeker’in 26/01/1993 tarihinde ele geçmesinin tanık Ayhan Aydın’ın tanıklığını doğrular hale getirdiği, operasyonda Mehmet Ali Şeker’in Komisyona verdiği ifadenin aksine bulunduğu, evde C4 patlayıcı elde edilmesi, patlayıcıların imha edilmesinin belli tespitlerin yapılmadan usule aykırı olarak , 03/02/1993 tarihinde sadece üç polis tarafından “Askeri imha sahası” tabiri kullanılarak imha edilen patlayıcıların imha mekanının net olmadığı, ve savcılık talimatı olmaksızın delilin imha edilmek suretiyle yok edilmediği kanaat ve sonucuna varılmakla;

Bu konuların ilgili bakanlıklarca incelenip gerekli işlemin ikmal edilmesi uygun olacaktır. Bu konuda bilhassa patlayıcıların gerçekten ele geçmişse adli emanete girmeden ve savcı bulunmadan imhası ile, Mehmet Ali Şeker’in 26/01/1993 tarihinde ele geçmesi dikkatle incelenip irdelenmeye değer görülmüştür."

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.