Son dakika

Ertuğrul Yılmaz'ın öldürülmesi...


Ertuğrul Yılmaz, Almanya'nın Hannover Eyelati'ndeki evinde öldürüldü. Düzce Gölyaka doğumlu Yılmaz Almanya'dan ikamet izni almak için eşi Nezahat Keleş'ten anlaşmalı şekilde boşandı ve kız arkadaşı sayesinde bu ülkeye girdi. 1997'de yüklü miktarda parayla Türkiye'ye dönen Yılmaz, uyuşturucu baronu Urfi Çetinkaya'nın sağ kolu olarak bilinen Murat Hakan Doğan ile ilişkiye geçti. Bir yıl sonra Doğan ile ortaklık yaparak 1 trilyon sermayeli Doğuş Factoring Hizmetleri AŞ isimli şirketi kurdu. O tarihlerde İstanbul'da faaliyete geçen şirketin hisselerinin yüzde 75'i Yılmaz'a, kalanı ise Genel Müdür Ahmet Çekelkıran'a aitti. İşleri büyüten Yılmaz, üç yıl sonra Doğuş Finansal Kiralama ve Doğuş Tüm Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi'ni kurdu. Aynı yıl Almanya'da Kanka Handels isimli bir deri mağazası açıldı. Büyümeye devam eden şirketlere 2002'nin aralık ayında Bilgidaş Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi eklendi. Ahmet Çekelkıran (yüzde 20) Abdulkadir Ç., Fikret G. (yüzde 10) ve Ertuğrul Yılmaz'dan (yüzde 60) oluşan ortaklık yapısı Yılmaz'ın talebiyle bir müddet sonra değişti. Mehmet TanışAbdulkadir Ç ve Muzaffer Tekin adına yüzde 10'ar hisse dağıtımı yapıldı. Kalan hisseler ise şirket müdürü Çekelkıran üstüne yapıldı. Ayrıca, şirketin borçlusundan alacağına karşılık temin edilen Ümraniye Dudullu'daki 7300 metrekarelik bir arsa Muzaffer Tekin'in üstüne yapıldı. Yılmaz'ın ölümünden sonra Tekin arsayı apar topar Yılmaz Tavukçuoğlu'na devretti. Ardında da arsa satıldı. Çekelkıran'ın müşteki olarak İstanbul palisine verdiği ifadelere ve gazetelere yansıyan habere göre Ergenekon davasının sanıklarından biri olarak yargılanan Tekin, Yılmaz ile çok samimiydi ve 1982'de onun amca oğlu Rıza Yılmaz kanalıyla tanışmışlardı. 2001 yılında firmanın avukatlığını yapmaya başlayan Alparslan Arslan, bu zincire eklenen öteki Ergenekon sanığı. Danıştay saldırısına kadar Doğuş Factoring'in çek senet icra işlerini Arslan yürüttü.

Soruşturma kayıtlarına göre Ertuğrul YılmazDoğuş Factoring aracılığıyla 1999-2003 yılları arasında 38 trilyon civarında bir parayı Türkiye'ye getirdi. Bunu tefecilik yoluyla sisteme soktu.

Ahmet Çekelkıran'ın ifadelerine göre Yılmaz'ın ölümünden sonra işleri Ayhan Parlak takip etti. Yılmaz'ın malvarlığı, imam nikahlı eşi Nezahat Keleş'te toplandı. Bu arada Çekelkıran'a ait 160 milyarlık senet gasp edildi.

Alman ve Türk polisinin cinayetle ilgili tahkikatları Ertuğrul Yılmaz'ın 1997 yılında Çanakkale'de bir cezaevi ziyareti sırasında Urfi Çetinkaya'nın yakın adamlarından Murat Hakan Doğan ile tanıştığını ortaya çıkardı. Doğan 1989 yılında Çetinkaya'nın evinde yakalanan 3.5 kg eroini üstüne alarak onu hapisten kurtarmış.

Olaydan üç ay sonra Diyarbakır'da yakalanan şüpheli Recep Canik'in verdiği bilgilere göre, öldürüldüğü sırada Ertuğrul Yılmaz'ın evinde Orhan TugayAyhan Parlak, Pakistan uyruklu Shahbaz Khan bulunuyordu.

9 Nisan 2003'te Kadıköy Söğütlüçeşme Camii ve Gölyaka Bakacak Köyü'ndeki cenaze töreni, Sedat Peker'in adamları tarafından organize edildi. Törende, Peker'in kardeşi Atilla PekerOlgun Aydın Mecnun OdyakmazBoğaç Kaan MurathanSezai ArslanSerdar Seven ve Gökhan Kapoğlu gibi isimler hazır bulundu. Cenaze töreninin katılımcıları arasında Ergenekon sanığı Muzaffer Tekin ve Fikri Karadağ da vardı. Karadağ törene üniformasıyla katılmış.

İlginç bir başka ayrıntı ise Danıştay cinayetinden hemen sonra gözaltına alınan ve yargılandığı davada beraat eden Ayhan Parlak ile aynı kapsamda ifadesi alınan Emniyet Asayiş Dairesi’nde çalışan komiser Tamer Topsakal’ın mahkemeye sunulan ifadelerinde geçiyor. MİT’ten emekli M.A.nın oğlu Deniz A. ile Ankara Sakarya Caddesi’nde buluşan Topsakal, Ayhan Parlak ve Nizamettin Öztekin ile tanışmış. Ayhan Parlak, tanışma esnasında Ertuğrul Yılmaz isimli ağabeyinin Almanya’da Recep Canik isimli şahıs tarafından öldürüldüğünü, Canik’in Türkiye’de yakalandığını ve cinayette kendisinin de (Ayhan Parlak) ilgisi olduğu şeklinde ifade verdiğini, gerçek tetikçiyi bulmak istediğini dile getirmiş. Dilekçeli müracaatı önerdiğini söyleyen Topsakal’ın yargıya ve polise verdiği ifadelere göre, Parlak daha sonra dosyayı temin etmiş ve Deniz A. eliyle ulaştırmış. Deniz A. görüştüğü isimlerle ilgili Topsakal’a ‘güvenilir ve devlete yakın isimler’ dediği için onlara itimat etmiş. Ayhan ParlakÇek Cumhuriyeti’ne gittiği bir görev dönüşünde Topsakal’ı İstanbul Suadiye Otel’de ağırlamış. Topsakal’ın ifadelerine göre, iftardan sonra deniz kenarında bir çay bahçesinde eski Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin ve oğlu, Fikri Paşa ve Muzaffer Albay diye kendisine tanıtılan şahıslar, iki profesör ve tanımadığı birkaç kişinin de yer aldığı bir grupla kalabalık bir masada oturmuş. Bir süre sohbet edildikten sonra Ayhan Parlak, Topsakal’ı topluluğa ‘Ertuğrul ağabeyimin öldürülmesi konusunu aydınlatmamızda yardımcı olacak arkadaş’ şeklinde tanıtmış. Topsakal polis ifadelerine göre, Parlak ve İbrahim Şahin’in çok samimi olduklarını da gözlemlemiş.

Bütün bu olaylar yumağında isimsiz bir ihbar mektubunda Ertuğrul Yılmaz ve Cumhur Yakut isimli şahısların uyuşturucu ve adam öldürme olaylarından elde ettikleri paraları AlmanyaDubaiİsviçre ve Türkiye’de akladıkları, Türkiye’de de Doğuş Factoring’in kullanıldığı ihbar edilmiş. İhbara göre, para gücü yükseldikçe Kürt gruplar Almanya’daki paradan pay istemiş, aralarındaki anlaşmazlıktan dolayı da Ertuğrul Yılmaz öldürülmüş.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.