Son dakika

Cumhuriyet'e bomba...


5 va 11 Mayıs 2006 tarihlerinde meydana gelen bombalı saldırılar.


Osman Yıldırım'ın 1. Ergenekon İddianamesi'nde yer alan 12/03/2008 tarihli ifadesine göre, Alparslan Arslan'ın bekar arkadaşlarının kaldığı evde Muzaffer Tekin, Alparslan Arslan, Oktay Yıldırım ve tanımadığı 10-15 kişi buluştu. Muzaffer Tekin burada kendisine 3 adet el bombası vererek "Bunlar Cumhuriyet Gazetesi'ne atılacak. Rahat ol, kimse ölmeyecek. O şekilde olsun. İş bitince sana 500 bin dolar para vereceğiz. Senin attırdığın kişilere vereceğin paraya karışmayız" dedi. Osman Yıldırım el bombalarından ikisini alıp cebine koydu. Üçüncü el bombasını Alparslan Arslan alıp çantasına koydu. Eylemi yapmayı planladıkları olaydan bir gün önce Tekin İrşi tarafından bir bomba pimi çekilmeksizin atıldı. Osman Yıldırım, Tekin İrşi'ye harçlık olarak 50 TL verip, bombayı gece atması gerektiğini, Alparslan Arslan'ın isteği gereğince de demir parmaklıklara bir türban asmasını söyledi. İkinci bomba, Tekin İrşi'nin yer göstermesiyle İsmail Sağır tarafından atıldı. İsmail Sağır, pimini çekerek attığı halde bomba patlamadı. Bu olaylardan sonra Coco Bar'da buluşuldu. Üçüncü bombanın atılmasından önce Alparslan Arslan ile Üsküdar'da görüştüler. Alparslan Arslan, İsmail Sağır, Erhan Timuroğlu ve Tekin İrşi ile birlikte gündüz vakti giderek iki el bombasını Cumhuriyet Gazetesi'nin bahçesine attı.

Tekin İrşi ise 13.03.2008 tarihli ifadesinde, Cumhuriyet Gazetesi'ne ilk bombanın atıldığı gün Erhan Timuroğlu ile birlikte Coco Star'da oturduklarını, daha sonra buraya gelen Osman Yıldırım'ın beyaz bir beze sarılı el bombasını çıkartıp masaya koyduğunui ve "Bu bomba Cumhuriyet Gazetesi'ne atılacak" dediğini söyledi. Yıldırım, İrşi'nin sorusu üzerine bomba eylemini gazetenin köşe yazarlarının domuzun başına türban çizilen bir karikatür yayınlamasıyla gerekçelendirdi. Yıldırım, eylemde yer alacakların 30'ar bin dolar alacağını söyledi. İrşi, bu konuşmaların ardından bir ticari taksiye binerek adres keşfine gittiklerini, bardan çıkarken bombaların kendi üzerinde bulunduğunu, Osman Yıldırım'ın talimatıyla gazetenin önüne tekrar geldiğini fakat öğle saatleri ve çok kalabalık olduğu için bombaları atamadığını, yakınlarda bir kulübeden Yıldırım'ın cep telefonunu aradığını, durumu aktardığını, Osman Yıldırım'ın bombaları atması için üstelediğini, kendisinin direndiğini, bunun üzerine saat 13.00' sularında Coco Star'da yeniden bir araya geldiklerini, daha sakin bir saatte bombayı atabileceğine Osman Yıldırım'ı ikna ettiğini, saat 20.00 gibi Erhan ve Osman'la birlikte Cevahir'in önünde taksiden indiklerini, diğerlerinin, kendisini gözetlemek üzere caddenin başında kaldığını, etrafı hala kalabalık gördüğü için geri döndüğünü, bir süre daha zaman geçmesi kararına varıldığını, 22.30 civarı, etrafın sakin olduğu sırada cebinden çıkardığı el bombasını gazetenin bahçesine pimini çekmeden attığını, pimi heyecandan veya başka bir nedenle değil, sadece istemediği için çekmediğini, bombanın bahçeye düştüğünü gördüğünü, oradan Şişli Adliyesi yönüne koştuğunu, caddeye çıkınca bir taksiye binerek bara gittiğini anlattı.

Ertesi gün Osman Yıldırım tarafından arandığını söyleyen İrşi, Sultanbeyli'de bir cafede buluştuklarını, yarım saat sonra Erhan'ın da yanlarına geldiğini, Osman'a bombanın pimini çekmeden attığını bildirdiğini, Osman'ın bundan hoşnutsuz göründüğünü, daha sonra "İyi ki patlatmadın, mesajı almışlardır herhalde" diyerek fikir değiştirdiğini, paranın bir kaç gün içinde geleceğini söyledikten sonra evlere dağıldıklarını anlattı.

İrşi, ifadesinde anlattığına göre bu olaydan üç gün sonra Hovarda Bar'da Erhan tarafından arandı ve Osman'ın Coco Bar'a kendisiyle buluşmaya geleceğini bildirdi. Birlikte Şamandıra Fethat Paşa Mahallesi'ne geçip, İsmail adında bir arkadaşlarını da alıp Etiler'deki Coco Bar'a Erhan'a gidecekler. Erhan'ın yanına akşam saat 20.00 sularında gittiler. Erhan Osman'la İsmail'i tanıştırdı. Osman, yeniden bomba atılacağını ve mutlaka patlaması gerektiğini söyledi. Ardından Osman'ın Sultanbeyli'deki evine gittiler. Osman evden bombayı alıp getirdi. Arabayla yakında bulunan bir petrol istasyonuna gittiler. Osman'la İsmail arabada yalnız kaldı ve 30-40 dakika görüştü. Ardından saat 22.30 gibi hep beraber Coco Star'a döndüler. Osman burada beyaz bir bez üzerine Arapça bir şeyler yazarak İsmail'e verdi ve bombayla birlikte bezi gazetenin bahçesine atmasını söyledi. Osman'ın arabasıyla Cevahir'in önüne kadar gittiler, Osman, İsmail'e Cumhuriyet Gazetesi'nin yerini gösterdi. Alınan karara göre İsmail bombayı atmaya tek gidecek, kendisi, Osman'la birlikte oradan ayrılacak. İsmail İstanbul'u bilmediği için gitmekte çekingen davranınca kendisi de onunla gitmek isdedi. Osman onu gitmekten vazgeçirmeye çalıştı ancak o gitmekten vazgeçmedi.

İrşi, Osman'ın üzerine Arapça bir şeyler yazarak hazırladığı bezi yol üzerindeki bir varilin içine attığını, saat 23.00 sularında, etraf sakinken İsmail'in bombanın pimini çekerek bahçeden içeriye attığını ve kulaklarını kapatarak kaçmaya başladıklarını fakat patlama sesi duymadıklarını, kaçarken İsmail'in elinde bombanın pimini gördüğünü söylüyor. İrşi, Taksiyle Coco Star'a döndüklerinde Osman, Erhan ve Alparslan Arslan'ı oturur halde bulduklarını, Arslan'ı ilk defa burada gördüğünü durumu anlattıklarını, ifadesinde dile getirmiş.

Osman'la Alparslan'ın 02.00 sularında herhangi bir şey söylemeden bardan ayrıldıklarını söyleyen İrşi, ertesi gün öğle saatlerinde Hovarda Bar'da kendisiyle sohbet ettikleri bir sırada Erhan'ın Osman tarafından arandığını, Berkay'ın çay bahçesinde buluşmak üzere sözleştiklerini, avukatların da oraya geleceğini söylediğini aktarıyor. Buluşma yerine Osman ile Alparslan kendi arabalarıyla ayrı ayrı gelmişler. Osman yanında daha önce tanımadığı iki kişi daha getirmiş. Burada Alparslan, Osman'a "Yakında bir işimiz daha olacak" demiş.

İkinci bombanın atılmasından üç gün sonra İrşi, Coco Star'da Erhan ve İsmail ile otururken Erhan'ın Osman tarafından yeniden arandığını söylüyor ve İsmail'le birlikte Mecidiyeköy'e gelmesini istiyor. İkili saat 18.00 gibi çıkıyor, saat 19.30 gibi Erhan İrşi'ye telefonla barda polis olup olmadığını soruyor. Polis olmadığı cevabı üzerine bara geliyor. Ne olduğunu sorduğunda, Alparslan'ın gazeteye bombayı attığını ve bombanın patladığını, İsmail'in olay yerinden kaçtığını ve nerede olduğunu bilmediğini söylüyor. Kısa bir süre sonra İsmail de bara geliyor.

İkilinin anlattıklarına göre olay şu şekilde gerçekleşti: Mecidiyeköy'de Osman'la buluşuldu. Alparslan burada başı kapalı bir kadınla bir kaç dakika görüştü. Osman, orada kaldı, İsmail, Erhan ve Alparslan gazetenin önüne gittiklerinde Alparslan birden cebinden el bombasını çıkarıp pimini çekti ve "Allahü ekber" diye tekbir getirip, "Allah sizi cezalandıracak, Allah'ın kanunu üzerine başka kanun yok" şeklinde bağırarak bombayı attı. Bombanın patlaması üzerine güvenlikçiler bu üçlüye doğru ateş etmeye başladı. Alparslan da kendi silahını çekti ancak Erhan tarafından engellendiği için ateş edemedi. Erhan, alparslan'la birlikte bir camiye gidip namaz kıldı.

Bir saat kadar sonra bara gelen Alparslan, "Bunların cezalandırılmasını allah istedi, böyle olması gerekiyordu" dedi.

Ergenekon İddianame 1

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.