Son dakika

Sinagoglara bomba

2003.11.14

Şişli ve Beyoğlu'ndaki iki sinagoga bombalı saldırı gerçekleştirildi. Hükümet kanadından eyleme dair kendilerine ulaşan herhangi bir istihbarat bulunmadığı açıklaması yapılırken, MOSSAD'ın iki, CIA'nin de bir kez Türkiye'deki İsrail ve Amerikan hedeflerine karşı eylem yapılacağıyla ilgili uyarı yaptığı, Radikal Gazetesi'ndeki bir Soner Arıkanoğlu imzalı haberde yer aldı.

Eylem, İstanbul Emniyet Müdürü'nün milli maçı izlemek üzere Leton'ya da bulunduğu bir sırada meydana geldi.

Eylemde amonyum nitrat yüklü kamyonetlerin kullanıldığı açıklandı. Kullanılan patlayıcının az olması, eylemin sınırlı zarar vermek üzere planlandığı yorumlarına yol açtı.

Hürriyet saldırıdan sonra olay yerinde Mesut Çabuk’a ait Bingöl Emniyet Müdürlüğü‘nden alınmış ‘TR-L 656805’ seri numaralı pasaport bulunduğunu yazdı. Radikal Gazetesi Mesut Çabuk'un yanında altı kez İran'a giriş çıkış yaptığı anlaşılan Azad Ekinci'nin pasaportuna ait parçaların da bulunduğunu haberleştirdi. Olay yerinde iki pasaport bulunduğunu ve bunlardan birinin Pakistan vatandaşına ait olduğunu yazan Milliyet ise pasaportun sahibinin belirlenemediğini belirtiyor.

Tuncay Özkan ise Akşam Gazetesi'nde "Bombacılar Arap" manşetinin altına imza attı. Haberde "Olayda kullanılan bomba yüklü araçları kullananlar iki Arap terörist. Her ikisi de patlamalarda öldü. 30 yaşlarında, birbirlerine çok benzeyen iki erkek törerist saldırıları yapanlar. Otopside yüz hatları belirgin olarak bir araya getirildi. Her ikisinin de kısa dudak hizasında biten Arap kesme bıkıyları var. Kıvırcık vücut kılları var, boyları 1.70 cm civarında" deniyor.

Özkan bir sonraki günün gazetesinde "Dün otopsi raporuna göre Arap olduklarını öğrendiğim iki töreristin, Türk olma ihtimalleri de var. DNA testlerinin sonucunda bu kesinleşecek. Çünkü otopside Arap kökenli olma ihtimallerini güçlendiren bulgular vardı" diye yazdı.

Kimlik tespiti konusuna dair "Bir yetkili"nin Sabah'a verdiği bilgilere göre Türk ve batılı insanların kılları vücuda düz ve yatay, Arap ve Afgan asıllı olanların kılları ise oval, yukarı doğru kıvrık veya dikey oluyor.

http://yenisafak.com.tr/arsiv/2003/kasim/19/tkivanc.html


Olaylarla ilgili Hürriyet Gazetesi'nin derlediği bilgiler şöyle:

Türkiye tarihinin en büyük terör eylemleriyle sarsıldı 

Kasım ayı ortasında 5 gün arayla gerçekleştirilen ikiz bombalamalar Türkiye ve dünyayı sarstı. 15 Kasım sabahı İstanbul’da iki sinagog, beş gün ardından ise İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğu ile HSBC baskasının İstanbul’daki genel müdürlüğüne yönelik bombalı saldırılar, Türkiye tarihine en büyük terör eylemleri olarak geçti. Saldırılarda 50’nin üzerinde insan öldü, 700’ü aşkın kişi yaralandı.

  • DEHŞETİN FOTOGRAFLARI

    Patlayan dört bombayla aralarında İngiliz Başkonsolos Roger Short’un ve tiyatrocu Kerem Yılmazer’in de bulunduğu 60’a yakın insan hayatını kaybetti, yüzlerce insan yaralandı. Soruşturmalar sonucunda 160’ın üzerinde kişi gözaltına alındı, 40’a yakın kişi DGM tarafından tutuklandı.

    İstanbul Valisi Muammer Güler, saldırıları gerçekleştiren kişilerin El Kaide örgütü ile bağlantısının belirlendiğini ve örgütün lider kadrosundan yurtdışına kaçan birkaç kişi haricinde tümünün yakalanarak bir daha eylem yapma ihtimallerinin ortadan kaldırıldığını açıkladı.

    Güler, örgütün çökertildiğini belirterek, Bingöl, Van, Konya, Bursa, Ankara, Hakkari, Ağrı ve Mardin'de koordinasyon ve müşterek çalışmalar sonucunda bugüne kadar 159 kişinin yakalandığını ifade etti.

    İLK SALDIRI SİNAGOGLARA

    15 Kasım günü İstanbul’da Beyoğlu Büyük Hendek ile Kuledibi caddelerinin buluştuğu yerde bulunan Neve Şalom ile Şişli Süleyman Naci Sokak'ta bulunan Beth İsrael Sinagogu yakınlarında saat 09.30'da iki ayrı patlama meydana geldi. Bomba yüklü araçlarla yapılan saldırılarda toplam 25 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı. Saldırıların bomba yüklü araçlarla gerçekleştirildiği belirlendi.

    Sinagoglardaki ayin sırasında bomba yüklü iki ayrı kamyonetin intihar eylemcilerince havaya uçurulmasıyla gerçekleştirilen saldırılarda 25 kişi öldü, 262 kişi yaralandı.

    MUSEVİ VATANDAŞLAR TÜRK BAYRAĞIYLA GÖMÜLDÜ

    İstanbul'da 2 sinagoga yönelik bombalı saldırılar sonucu ölen 1'i Rumen, 5'i Türk vatandaşı 6 Musevi için Ulus Aşkenaz Musevi Mezarlığı'nda çok sayıda kişinin katıldığı bir cenaze töreni düzenlendi.

    Cenaze törenine, İsrail Parlamentosu Başkanı Reouven Rivlin ve Devlet Bakanı Güldal Akşit'in yanı sıra saldırılarda yaralananların da aralarında bulunduğu 3 bine yakın kişi katıldı. Üç dinin temsilcilerinin katıldığı cenaze töreni çok sayıda televizyon tarafından canlı yayınlandı.

    DGM'DEN SORUŞTURMAYA YAYIN YASAĞI GELDİ

    Şişli ve Beyoğlu'nda 2 sinagoga yönelik bombalı saldırıya ilişkin soruşturmayı yürüten İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, hazırlık tahkikatı ve toplanan delillerle ilgili yapılan çalışmaların yayınlanmasına yasak koydurdu.

    ERDOĞAN MEYDAN OKUDU

    İstanbul'daki sinagoglara yönelik kanlı saldırıları nefretle kınayan Başbakan Erdoğan, teröristlerin arkasındaki güçlere meydan okudu. Erdoğan, "Türkiye'ye terörle verilmek istenen bir mesaj varsa bunu elimin tersiyle ittiğimi ve ayaklarımın altına aldığımı tüm dünyaya haykırıyorum" dedi.

    İLK SALDIRININ FAİLLERİ 60 SAATTE BELİRLENDİ

    İstanbul Valisi Muammer Güler, Şişli Beth İsrael Sinagogu'na yönelik intihar saldırısını Bingöl doğumlu Mesut Çabuk, Beyoğlu Neve Şalom Sinagogu'na yönelik intihar saldırısını da 1981 yine Bingöl doğumlu Gökhan Elaltuntaş'ın gerçekleştirdiğinin DNA testleriyle kesinolarak belirlendiğini açıkladı. Güler, bombalı saldırıların El Kaide eylemleriyle benzerlik taşıdığını belirtti.

    Vali Güler, "Olay mahallinde toplanan delillerin incelenmesi ve geriye doğru yapılan çok hızlı çalışmalar sonucunda, Şişli Beth İsrael Sinagogu'ndaki intihar eylemini gerçekleştiren kişinin 1974 Bingöl doğumlu Mesut Çabuk, Beyoğlu Neve Şalom Sinagogu'ndaki intihar saldırısını da 1981 yine Bingöl doğumlu Gökhan Elaltuntaş olduğu yapılan DNA testleriyle kesin olarak belirlenmiş bulunmaktadır" dedi. Saldırılarla ilgili olarak DGM'ye çıkartılan 8 kişiden ikisi serbest bırakıldı, 6'sı tutuklandı.

    İKİNCİ SALDIRI İNGİLİZ KONSOLOSLUĞU VE HSBC'YE

    İkinci ikiz saldırı ise bu kez İstanbul’daki İngiliz hedeflerine yönelik oldu. Önce Levent'te saat 10:55 sularında Metrocity Alışveriş Merkezi'nin karşısındaki HSBC Bank Genel Müdürlük binasının önünde bir patlama meydana geldi. Aynı saatlerde Tepebaşı semtinde bulunan İngiliz Başkonsolosluğu'nun önünde başka bir patlama oldu. 

    Bomba yüklü araçlarla düzenlenen iki saldırıda 30 kişi hayatını kaybederken 450'yi aşkın kişi de yaralandı. İngiliz yetkililer, İstanbul Başkonsolosu Roger Short'un patlama sırasında hayatını kaybettiğini açıkladı.

    HSBC Kurumsal Sözcüsü Ahmet Erelçin, HSBC Bank Genel Müdürlük binası önünde meydana gelen patlama sırasında 3 arkadaşlarını kaybettiklerini, binada çalışan yaklaşık 400 kişinin neredeyse tamamının da yaralı olduğunu açıkladı.

    Patlamaların, Kandilli Rasathanesi Sismoloji Laboratuvarı'nda yapılan ölçümlerinde 1.4 ve 1.3 büyüklüğünde depremler yarattığı belirlendi.

    Saldırıların ardından İMKB, iki gün boyunca işlemler durdurularak tatil ilan edildi. İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw İstanbul'a gelerek, taziye ziyaretinde bulundu. Straw'un İngiliz vatandaşlarına yönelik "mecbur kalmadıkça İstanbul'a seyahat etmeyin" uyarısı ise tepkiyle karşılandı. Saldırılardan sonra İngiltere ve ABD, Türk vatandaşlarına yönelik vize işlemlerini bir süre durdurdu.

    Saldırıların ardından tüm yurtta geniş çaplı güvenlik önlemleri alındı. Başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerde muhtemel hedefler çevresinde güvenlik artırıldı ve özellikle kamyonetler bomba ihtimaline karşı sıkı şekilde arandı.

    MERKEZ BANKASI ÖNLEM ALDI

    Patlamaların ardından borsa seansa kapatıldı, Merkez Bankası ise bir dizi tedbir alındığını açıkladı. Saldırılar, Avrupa Borsalarını da vurdu. Merkez Bankası, İstanbul'da meydana gelen patlamaların, Türkiye finansal piyasalarını olumsuz etkilemesini engellemek amacıyla bir dizi tedbir alındığını açıkladı.

    Merkez Bankası, bu kapsamda piyasalarda Türk lirası likidite ihtiyacının oluşması durumunda, bankalara limitsiz olarak gerekli likidite sağlanacağını açıkladı.


    DAHA ÖNCE DE HEDEF OLMUŞTU
    Beyoğlu'nda bombalı saldırıya hedef olan Neve Şalom Sinagogu'na tam 17 yıl önce yine bir cumartesi günü aynı saatte saldırı düzenlenmişti. 6 Eylül 1986'da düzenlenen saldırı, yine bir cumartesi günü ve yine içeride ibadet edildiği sırada, saat 09.20 sıralarında yapılmıştı. Otomatik silahlarla sinagoga giren ve Arap oldukları belirlenen teröristler, içeridekileri taradıktan sonra, ellerindeki bombaları patlatarak intihar etmişlerdi. Saldırıda, 21 kişi hayatını kaybetmiş 5 kişi de ağır yaralanmıştı.

    1 Mart 1992'de, Musevilerin Türkiye'ye gelişlerinin 500'üncü yıldönümü kutlamalarının başlamasından bir gün önce de sinagoga atılan iki el bombasından birinin patlaması sonucu, 1 kişi yaralanmıştı. İçeride bir düğün töreninin olduğu sırada yapılan saldırıyı gerçekleştiren Hizbullah örgütü üyesi iki kişi, 10'ar yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.


    SALDIRILARA LANET YAĞDI

    Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri olarak, menfur terör saldırılarını düzenleyenleri lanetlediklerini bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nden yapılan yazılı açıklamada, bu terör saldırılarının, sınır tanımayan uluslararası terörle mücadele için, ülkelerin politik kararlılıklarını birleştirerek oluşturacakları uluslararası işbirliğine ne kadar ihtiyaç olduğunu bir kez daha gösterdiği vurgulanarak, şöyle denildi:

    Avrupa Parlamentosu genel kurul toplantısında, İstanbul'da düzenlenen saldırılarda ölenler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Avrupa Parlamentosu Başkanı Pat Cox, "Türk yetkililerle dayanışma içinde olduğumuzu ve taziyelerimizi sunduğumuzu ifade etmek istiyoruz" diye konuştu.

    Almanya İçişleri Bakanı Schilly, Avrupa Birliği'nin Türkiye'de gerçekleştirilen bombalı saldırıların ardından Türkiye'ye kesinlikle bir tarih verilmesi gerektiğini söyledi. İngiltere Dışişleri Bakanı Straw ise "Saldırı, Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasını mümkün olduğu kadar çabuk istememizi getiriyor" dedi.

    NATO Konseyi ve AB Dönem Başkanlığı İstanbul'daki terör saldırılarını şiddetle kınadı. NATO Konseyi, İstanbul'daki patlamalar nedeniyle yaptığı olağanüstü toplantının ardından yayınladığı bildiride söz konusu terör eylemlerini şiddetle kınadı. AB Dönem Başkanlığı açıklamasında, bu iğrenç saldırıların hiçbir gerekçesi olamayacağı ifade edilerek, ''AB, bu zor günlerinde, yakın ortağı Türkiye ile dayanışma içindedir'' denildi. NATO-Rusya Ortak Konseyi de olağan toplantısının ardından yazılı bir açıklama yaparak, İstanbul'daki saldırıları kınadı.

    Saldırının hemen ardından Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, Danimarka Dışişleri Bakanı Per Stig Möller, Belçika Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Louis Michel, Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker, Bulgaristan Dışişleri Bakanı Solomon Pasi, Letonya Dışişleri Bakanlığı, Güney Afrika Büyükelçiği, Japonya Dışişleri Bakanı Yoriko Kawaguchi, İsrail Dışişleri Bakanı Silvan Şalom, KTTC Başbakanı Derviş Eroğlu, İspanya Başbakanı Jose Maria Aznar, Pakistan Başbakanı Zaferullah Han Cemali, Polonya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Suriye Enformasyon Bakanı Ahmed El Hasan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ürdün Dışişleri Bakanı Mervan Muaşer, Vatikan Sözcüsü Joaquin Navarro-Valls ve Mısır Sağlık Bakanı Muhammed Avad Tacettin, olayı kınadı ve taziye mesajları gönderdi.

    TİYATRO SANATÇISI YILMAZER DE KURBANLAR ARASINDA

    Levent'teki patlamada ölenler arasında ünlü tiyatro ve ses sanatçısı Kerem Yılmazer de bulunuyor. NTV'deki seslendirme çalışmasına giderken hayatını kaybeden 58 yaşındaki Yılmazer, yine kendisi gibi tiyatro sanatçısı Göksel Kortay'ın eşiydi.

    TOPLAM BİLANÇO 51 ÖLÜ 712 YARALI

    Emniyet Müdür Yardımcısı Halil Yılmaz tarafından yapılan açıklamada, bombalı saldırıları düzenleyen 4 intihar eylemcisinin, olaylarda parçalanarak öldüğünü bildirdi. Yılmaz, 4 saldırı sonucunda, eylemcilerin dışında, aralarında İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosu Roger Short'un da yer aldığı toplam 51 kişinin hayatını kaybettiğini, 712 kişinin de yaralandığını kaydetti.

    MGK’DAN ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ÇAĞRISI

    MGK'da, İstanbul'daki terör saldırıları tüm boyutlarıyla ele alındı. Toplantıdan sonra yayımlanan bildiride, "uluslararası terörizmin amacına ulaşamayacağı" belirtilerek, "Uluslararası alandaterörizmle çok daha etkin bir savaşımın sürdürülmesi için bölgesel ve küresel düzeydeki işbirliğinin etkinleştirilerek yoğunlaştırılması gereği bir kez daha vurgulanmıştır" denildi.

    ERDOĞAN: İSLAMİ TERÖR SÖZÜ KANIMA DOKUNUYOR

    Başbakan Erdoğan, "son yıllarda İslam ile terörü bir arada anma gibi bir gayret olduğunu" belirterek, "şahsen kanıma dokunuyor, huzursuz ediyor. 'İslami terör' ifadesini duyduğum zaman buna tahammül edemiyorum, dayanamıyorum" dedi.

    Erdoğan'ın uzun süre tartışılan ve daha sonra "dinci terör" tanımında uzlaşılan demeci şöyleydi:

    "Özellikle son yıllarda İslam ile terörü bir arada anma gibi bir gayret ortada. Teröre sıfat olarak İslamı giydirmek gibi bir gayret ortada. Bu oyunu bozmak, şüphesiz ki hepimizin tek tek görevi olduğu gibi, toplumca en önemli görevimizdir diye düşünüyorum. Özellikle eğitim kurumlarında, bunun çok daha farklı bir şekilde öğrencilerimize yansıtılmasında büyük kaygılar olduğuna inanıyorum.

    Halkımızın arasında bile zaman zaman farkında olmadan, yani su damlacıkları mermere aynı noktaya vurarak aşındırıyor, deliyorsa, bu sıfat olarak bu kutsal değerimizi, dinimizi teröre giydirenler, bunda mesafe alıyorlar gibi geliyor bana. Çünkü 'ben Müslümanım' diyen de, bakıyorsunuz ki bu ifadeyi kullanıyor. Tabii benim şahsen kanıma dokunuyor, huzursuz ediyor. Yani ben 'islami terör' ifadesini duyduğum zaman buna tahammül edemiyorum, dayanamıyorum."

    Erdoğan, ulusa sesleniş konuşmasında da, terörü bir inancın çağrışımları ile anmanın, o inancın yandaşları üzerinde hiç hesap edilemeyecek reaksiyonları tetikleyebileceğini belirterek, olayları "İslami terör" olarak nitelemedikleri şeklindeki eleştirirlere, "Bu beklenti nazik ve demokratik bir beklenti değildir" diye konuştu.

    EUFA GS VE BJK'NİN MAÇLARINI DIŞARIYA ALDI

    UEFA yetkililerinin bugün Belçika'nın başkenti Brüksel'de yaptığı toplantı sonrası Galatasaray'ın İtalya'nın Juventus takımıyla, Beşiktaş'ın İngiltere'nin Chelsea ekibiyle İstanbul'da yapması gereken 2 maçın Türkiye dışında oynanmasına karar verdi.

    Buna göre Galatasaray, daha önce 1 hafta ertelenen Juventus maçını, Beşiktaş ise grubundaki son karşılaşma olan Chelsea maçını başka ülkede oynayacak.

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, UEFA'nın Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde Galatasaray ve Beşiktaş'ın kendi sahasında yapması gereken maçları tarafsız sahaya alma kararına kesinlikle itiraz edeceklerini bildirdi. Karar UEFA'nın teröre verdiği prim olarak nitelendi. İtirazlar sonuca ulaşmadı ve maclar güvenlik nedeniyle Almanya'da sahada oynandı.

    EL KAİDE ÜSTLENDİ

    Londra merkezli Arapça gazete "El Kudüs El Arabi", İstanbul'daki ilk saldırının ardından El Kaide'nin üstlendiğini açıklayan bir bildiri aldığını duyurdu. Bildirinin "Ebu Hafız El Masri" adlı "intihar komandoları" biriminden gönderildiği belirtildi. Daha sonra yapılan araştırmalar sonucunda, eylemi El Kaide ile bağlantılı olduğu iddia edilen İmamlar Birliği adlı yeni bir örgütün gerçekleştirdiği açıklandı.

    İkinci saldırıdan sonra Reuters, El Kaide örgütüne bağlı Ebu Hafız El Masri Tugayları, İstanbul'da dün düzenlenen bombalı saldırıların sorumluluğunu üstlendiğini bildirdi. Örgüt tarafından yayımlanan bildiride, "İslamla savaşan İngiltere'nin barışını bozmak amacıyla Türkiye'deki İngiliz çıkarları hedef alındı" denildi.

    El Mücahidun adlı bir web sitesinde Arapça yayınlanan bildiride, "Ebu Hafız El Masri Tugayları, İngiltere Başkonsolosu Roger Short, İslamla mücadeledeki yoğun tecrübesi ve Irak, Suriye, Türkiye ve İran'dan oluşan bölgedeki İngiliz siyasetini planlayan kişi olarak görülmesi nedeniyle hedef alındı" ifadesi kullanıldı.

    Bildiride, şöyle denildi:

    "Ölüm araçlarımız, konsolosluk binasını vurdu. İngiliz bankasına gelince, burası İngiliz ekonomisinin kalesi. İngiltere ve halkı, Amerika ile ittifaklarının refah ya da güvenlik getirmeyeceği bilsin."

    İstanbul'da patlayan bombaların ardında Bin Ladin'in yakın adamı Zarkavi'nin olduğu iddia edildi. Bağdat'taki Ürdün Büyükelçiliği'ne yönelik saldırının da mimarı olduğu tahmin edilen Ürdün asıllı Zarkavi'nin İran'da yaşadığı belirtilirken, ABD, Zarkavi'nin başına 5 milyon dolar ödül koydu.

    500 KİLO PATLAYICI ELE GEÇİRİLDİ

    İstanbul polisi, yılbaşı öncesi kenti üçüncü kez kana bulamaya hazırlanan terör örgütüne ait Kanarya, Dudullu ve Zeytinburnu'nda hücre evlere düzenlediği operasyonla 500 kilo patlayıcı ele geçirdi.

    Bombalama eylemleri için, örgütün beyin takımından Gürcan Baç'ın talimatını bekleyen intihar eylemcileri ve örgüt üyeleri gözaltına alındı. Yakalanan patlayıcılar arasında, sadece orduda kullanılan RDX de (TNT'den 1.5 kat daha güçlü patlayıcı) var.

    ÖRGÜT ÇÖKERTİLDİ

    İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul'daki saldırıları düzenleyen örgütün çökertildiğini söyledi. Güler, yeni saldırıların önlendiğini de belirtti.

    İstanbul Valisi Güler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde yaptığı basın açıklamasında, "Yürütülen soruşturmalar, alınan ifadeler, yapılan sorgulamalara göre bu intihar saldırıları, El Kaide'nin Türkiye'de yapılanmaya çalışan unsurlarınca gerçekleştirilmiştir" dedi.

    Örgütün bazı üst düzey sorumlularının yurtdışına kaçtıklarının belirlendiğini anlatan Güler, "Bunlar yakalandığında, uluslararası bağlantılarının da ne şekilde yürütüldüğü konusu da ortaya çıkacaktır" diye konuştu.

    Örgütün üst düzey konumunda bulunanlar da dahil olmak üzere şu ana kadar 35 kişinin İstanbul DGM'ce tutuklandığını dile getiren Vali Güler, olaylarla ilgili yılın son açıklamasında şunları söyledi:

    "Olay yerlerinde uzmanlarımızca detaylı bir şekilde yapılan çalışmalar, elde edilen bulguların değerlendirilmesi ve gözaltına alınan şahısların sorgulanması neticesinde, eylemleri gerçekleştiren şahısların uluslararası bir terör örgütüyle irtibatlı olarak ülkemizdeörgütsel bir yapı oluşturdukları ve söz konusu eylemlerin ülkemizdeki bu unsurlar ile şahıslar tarafından gerçekleştirildiği tespit edilmiştir.

    Ayrıca, yakalanan şahısların yapılan soruşturmasında daha önceden deşifre edilen herhangi bir dini motifli örgütle irtibatları tespit edilememekle beraber, hiçbir şahıs hakkında da arşivlere intikal eden bir bilgiye rastlanılmamıştır.

    Bu da, yurtdışı kaynaklı yeni bir örgütsel oluşum içerisinde olan bu şahısların organizesi neticesinde bu eylemlerin yapıldığı gerçeğini ortaya koymaktadır." http://dosyalar.hurriyet.com.tr/almanak2003/news_detail.asp?nid=196&sid=2


  • 4-6 Mart 2003 tarihlerinde yapılan ve Taraf Gazetesi'nde yayınlandıktan sonra Balyoz davası iddianamesinde temel oluşturan 1. Ordu Plan Seminerinde, darbe planının "İcra" başlıklı bölümünde darbe ortamının hazırlanmasına yönelik gerçekleştirilecek eylemler Oraj, Çarşaf ve Sakal Harekat Planları adı altında detaylandırılırken, El Kaide ve PKK tarafından gerçekleştirilecek eylemlerin de hesaba katıldığını gösteren ifadeler bulunuyor.

    Belgelerde şu sözler yer alıyor: “Bölücü Terör Örgütü ve El Kaide’nin büyük şehirlerde özellikle İstanbul’da eş zamanlı büyük eylemleri ve anılan eylemler sonrası icra edilecek, Sivil Toplum Kuruluşu ve üniversiteler ile koordine ederek yönlendireceğimiz çok geniş katılımlı toplumsal gösteriler ve eylemler neticesinde oluşan kaos ve karmaşa nedeniyle öncelikle olağanüstü hal ve sonrasında sıkıyönetim ilan edilecek.”

    Belgeleri yayınlayan Taraf Gazetesi'nde, İstanbul'daki saldırıların, 1. Ordu Plan Semineri'nden dokuz ay kadar sonra meydana gelmiş olmasına dikkat çekildi.

    Hiç yorum yok:

    Blogger tarafından desteklenmektedir.